11 Ağustos 2008

Öteki

Maraş, Sivas, Çorum, Başbağlar, Güngören, Hrant Dink, ve diğerleri. Bir insan bir insanı gözünü kırmadan katleder. Ve bizde bir tedirginlik bile yaratmaz bazen. Tedirgin olmamız lazım mı acaba?

Olaya "insanlar öluyor" şeklinde bakarsak tüm bu olaylar hakkında herkes duyarlı fazlasıyla. Güngören'deki görüntüler hangimizin aklına kazınmadı ki.

Ölenin kimliği de bu olayda bence önemsiz. Güngören'de ölen kardeşlerimizle Maraş'da ölen kardeşlerimizden hangisini diğerine tercih edeceğiz. Sivas'ta ölenlerle Başbağlar'da ölenleri ya da. Böyle bir muhasebe yapamayız. Tershanede ölen işçinin kaderi ile konsoloslukta ölen polisin kaderi çok da farklı değil aslında. İkisi de ekmek parası için çalışırken ister istemez hayatını ortaya koymuş ve ucuz bir şekilde can vermiş.

Fakat olaya biraz daha yukardan toplumsal yapı açısından bakacak olursak bu olayların bazıları bence daha vahim. Amerikan konsolosluğuna saldırıyı yapan ya da 3 sene önceki İstanbul bombalamalarını yapan insanlar ortalığa bir anlık korku salmak dışında hiçbir şey beceremediler. (Toplumsal açıdan konuştuğumun altını çizeyim. sebep oldukları ölümleri ayrı tutuyorum) ama Hrant Dink'i vuran kişi tek kurşunla Türk toplumundan o kadar çok şeyi degistirdi ki. Bir anda toplum ikiye bölündü bir çözeltiye çöktürücü karıştırmışsınız gibi. Bir kısım "Hepimiz Ermeniyiz!" derken diğer kısım da Dink'in katiliyle fotoğraf çektirme yarışına girdi.


Türkiye'nin şu andaki en büyük problemi kardeşliğin kaybolmuş bitmiş olması. İrtica filan bunun yanında bence fasafiso. Tabi irtica'nın da bu problemle kesişen bir yönu var. Ama esas problem Türk'un Türk olmayana "öteki" muamelesi yapması, Ataturkçu kesimin Ataturkçü olmayana "öteki" muamelesi yapması, dindar kesimin dindar olmayana "öteki" muamelesi yapmasi, zengin olanın olmayana "öteki" muamelesi yapmasi. O kadar çoğaltılabilir ki, erkeğin erkek olmayana "öteki" muamelesi yapmasına kadar bile gider.

İşte bu gözlükten bakınca şahsen benim gözümde Dink suikasti, Maraş katliamı, Çorum katliamı ve bir yere kadar Güngören bombalaması diğer olaylardan ayrı yerlerdeler. Bu coğrafyada hep insanlar ölür ve heröolen insan bu toplumdan bir şeyler götürür, masumiyetimiz biraz daha kaybolur. Ama bazı ölumler vardır, bazı cinayetler vardır ki çok fazla sey götürürler, hem birey olarak hepimizin içinden hem de toplumsal benliğimizden. Çünkü el-kaide gibi bir örgütün gelip Türk vatandaşlarını öldürmesinden daha acı tek şey birlikte yaşayan insanların, birlikte yaşadıkları insanları öldürmeleridir. Çunku ben bu olaylara bakınca şunu görüyorum, o kadar "öteki" olmuşuz ki birbirimizin gözünde vahşice can vermemiz bile önemli değil artık.

Bu yuzden bazi acılar daha acı. Çünkü bazi acılar yara kapanırken duyulur, bazıları daha yeni açılmaya başlamışken. Ben acırken bu ölümlere en çok buna acıyorum işte, bir yaranın açıldığına.