22 Temmuz 2010

42 Günde İnternet

Phileas Fogg Londra'dan Süveyş'e 7 günde, Süveyş'den Bombay'a 13 günde, Bombay'dan Kalküta'ya 3 günde, Kalküta'dan Hong Kong'a 13 günde ve Hong Kong'dan Yokohoma'ya 6 günde giderek toplam 42 günde dünyanın yaklaşık yarısını dolaşmıştı.

Bundan 140 yıl sonra, Kanada'dan Türkiye'ye gelen bir insan evine internet bağlatmaya çalışırsa ne olur acaba?

Gün 0:
Uçaktan inip de Türkiye'e ayak bastım. Ayrılırken telefon ve ADSL hizmetlerini kapatmıştım. Sebep hem benim üzerime olmamaları, hem de yurtdışındayken para verecek kadar zengin olmamamdı.

Gün 1:
En hızlı nasıl eve internet bağlantısı edinebilirim diye düşündüm. TTNet üzerinden hizmeti alsam çok çabuk hallolacağını düşündüm. Sonuçta giderken bir telefonum ve ADSL'im vardı. Bir fişi sökmüşlerdi bir yerden. Aynı yere takacaklardı (güya).

Türk Telekom web sayfasından telefon ve ADSL hizmeti almak için başvuruda bulundum. Eski telefon numaramı da yazdım, oradan kolayca gerekli teknik bilgilere erişeceklerini umuyordum. Bir saat içinde geri arandım. 3 iş günü içinde telefonumun bağlanacağını, daha sonra da ADSL bağlantısı yapılacağını söyledi telefondaki bayan. Günlerden çarşambaydı. Her gün evde olamayabileceğimi söyledim. "Peki cumartesi gelsin arkadaşlar, zaten gelmeden sizi ararlar" denildi. Yarım saat sonra da telefon numaram sms ile gönderildi. Numara da kebapçı numarası gibi güzeldi.

İşler güzel gidiyordu.

Gün 2-3:
İnternet olmadan hayat biraz zor olsa da cumartesi hallolacağını düşünerek bekledim. Yıllardır yapamadığım tethering ayarlarını kendi kendime yapmayı bile becerdim bu esnada.

Gün 4: 
Sabah 9'dan akşam 5'e kadar nafile şekilde birinin gelip de telefonu bağlamasını bekledim. Mobil internet kontörlerimi bitirdi, internet olmadığından kontör yükleyemediğimden kimseyi bile arayamıyordum.

Gün 5: 
Kontörüm vardı artık. Türk Telekom'u arayıp niçin kimsenin gelip de telefonu bağlamadığını sormaya teşebbüs ettim. Fakat Türk Telekom'un çağrı merkezi tamamen otomatize bir yapıdaydı. Bir insana ulaşıp da bir şeyler sormak tanımlı değildi.Günlerden pazardı. Bunun sebebinin pazar olması olduğunu düşündüm. Zaten pazar yapacak bir şey de yoktu sonuçta.

Gün 6: 
Türk Telekom çağrı merkezinin insanlık dışı durumunun pazara özgü olmadığını acı bir şekilde öğrendim. Yapabileceğim bir şey yoktu. Birinin gelip telefonu bağlamasını ya da beni arayıp problemin ne olduğunu söylemesini bekleyecektim çaresiz.

Akşama doğru aradılar Türk Telekom'dan. Verdiğim adresin hatalı olduğunu ve telefon bağlatabilmek için bir "komşu telefonu" vermem gerektiğini söylediler. "Altı ay öncesine kadar kullandığım telefondan adresi bulamıyorsunuz da komşunun telefonundan mı bulacaksınız?" dedim. İlla komşu telefonu lazımdı.

Adresin hatalı olması kesinlikle benim suçum değildi. Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde yer alan adresimi yazmıştım. Problemin Türk Telekom'un suçu olduğunu da düşünmüyordum zira Türkiye'de adres kavramından haberdar olsak da bir güvenilirliği yok. Aynı sorunu Kablo TV bağlatmak isterken Türksat ile de yaşamıştım zira. Onların veri tabanlarında da yan bina tanımlıyken bizim bina tanımlı değildi. Eski adres formatını hatırlayıp veri tabanından bularak o problemi çözmüştüm. (Bir binanın 3-4 hatta daha fazla adresi nasıl oluyor o da ayrı bir blog entry konusu) Ama bu sefer eski telefon numaram da olmasına rağmen becerikli Türk Telekom eski formata çevirememişti adresi.

Koca "Türkiye'nin lider telekomünikasyon kuruluşu" 'nun benim komşumun telefon numarasını almam mantığıyla çalışması bir ilkellikti. Ayrıca verdiğim adreste bir problem varsa bunu anca telefonu bağlamaya gelirken yola çıkınca mı anlamışlardı. Verdiğim adrese 3 gün boyunca kimse bakmamış mıydı.

Akşam eve gidince komşuları dolaşıp birinin telefon numarasını almaktan başka çarem yoktu. Ama "Telekom'a KFG" şeklinde yaptığım twit işi değiştirdi. Türk Telekom'da çalışan arkadaşım mesaj atıp sordurabileceğini, genel müdürlükten sorulduğu zaman işlerin bazen hızlanabildiğini söyledi. Sordurduğu zaman o da farklı bir şey söyleyemedi. Türk Telekom sistemi "komşu telefonu" kavramı üzerine kuruluydu. Ama bir avantajım oldu, benim komşulardan birinin isminden telefonunu bulabildi ve başvuruyu bir sonraki adıma geçirdi.

Gün 7-8-9-10:
Telefonu bağlamaya birinin gelmesini bekledim sonraki 4 günde. İlk başta birinin en azından arayacağını da umuyordum. Başta olduğu gibi Türk Telekom'u arayıp her hangi bir konuda bilgi almak mümkün değildi. Sonlara doğru anladım ki daha önce cumartesi gelin dedim diye cumartesi geleceklerdi. Tabi çarşamba-cumartesi ile pazartesi-cumartesi arasında biraz fark vardı ama Türk Telekom pek önemsememişti bunu.

Gün 11: 
Bir görevli geldi ve telefon tesisatını bağladı. Zaten evin içinde yapılacak bir şey yoktu. Sadece bir imza için benim olmam gerekiyordu. Onun için de 4 gün beklemiştim.

Hattın bağlanmasının öğleden sonrayı bulabileceğini söyledi görevli. ADSL'in nasıl olacağını sordum. Telefonda konuştuğu insana "ADSL başvurusu da var buranın" dedi. Elindeki formda ADSL başvurusunun da işaretli olduğunu söylediklerinden anladım.

En son giderken "Bir telefonu bağlayınca ADSL tarafında görünür telefonun aktif olduğu, ADSL bağlantınız da yapılır" dedi. Anlattıklarından şanslıysam o gün bu işlerin olacağını hayal ettim ben de.

Akşamüstüne kadar telefon hattı bağlanmadı. Telefon hattı bağlandıktan sonra modemimden ADSL bağlantısı da aldım. Ama şifre yanlış ekranı açılıyordu sadece. Bana kullanıcı adı ya da şifre de verilmemişti.ADSL işinin de hallolduğu ama kullanıcı adı şifre almam gerektiği düşüncesiyle TTNET çağrı merkezini aradım. Telefondaki görevli ilk önce modemin hangi ışıklarının yandığını sordu. Kullanıcı adı şifremi bilmememin çok da önemi yoktu sanırım, mühim olan modemin ışıklarıydı. Bir süre anlaşamadıktan sonra benim aboneliğin önündeki ekranda görünmediğini, bana o yüzden kullanıcı adı şifre veremeyeceğini, beklemem gerektiğini söyledi.

Gün 12: 
Arada modemi ve internet bağlantısını kontrol etmeme rağmen günlerden pazar olduğundan çok da bir umudum yoktu zaten bir gelişme olacağına.

Gün 13-14: 
Birinin beni arayıp da internet başvurunuz şöyle oldu böyle oldu demesini bekleyerek üç gün daha geçirdim. Arada TTNet çağrı merkezini arayıp da durumu soruyordum. Hala başvurumun işleme alınmadığını söyleyen de oldu, en son böyle bir başvuru olmadığını söylemeleriyle artık sinirlenme aşamasına geldim. Böyle bir başvuru yok diyen görevliyi haşladım, yüzüne kapattım. Bir mail döşedim Türk Telekom müşteri hizmetlerine "siz nasıl bir şirketsiniz" temalı. (200 satır maile İki gün sonra aldığım cevapsa telefon numaramı yazmam durumunda bakacaklarıydı)

Gün 15: 
Başka bir çare aklıma gelmediğinden Türk Telekom'da çalışan arkadaşımı tekrar aradım. Biraz baktıktan sonra başvurunun ortada olmadığını muhtemelen kaybolduğunu söyledi. Baştan başvur, ben de buradan hallederim hemen dedi.

Tabi burda ben de ufak bir hata yaptım. Yakında TTNet nerede var bilemediğimden Internet'ten başvurdum tekrar. Türk Telekom'daki arkadaşım arayıp "Ya niye öyle yaptın, ben hallederdim hemen şimdi bekleyecen sözleşme gelsin diye" dedi. Biraz daha rahattım ama, en azından artık ne yapacağımı biliyordum. Ne ters gidebilirdi ki?

Gün 16-17-18-19-20-21-22-23-24:
Sözleşmenin ertesi gün geleceğini bile hayal etmiştim. Ankara içinde ne kadar uzun sürebilirdi ki bir iki dökümanı print edip kargoya vermeleri ya da bir görevli ile adresime göndermeleri. Ama gelmedi.

Öğrenmiştim artık internetsiz yaşamayı, eskiden internet mi vardı diyordum kendi kendime. Mobil internet de işimi görmese de yaşayacak kadar idare ediyordum onunla.

Gün 25:
Sabrım taştı ve TTNet'e tüm bunlardan sonra para vermektense Superonline'ın hizmetlerinden birini almaya karar verdim. İlk önce Superonline fiber internet bayisi aradım bir. Yanlış bir sayfaya baktığımdan yarım gün Dikmen ve Panora dolaşıp olmayan Superonline bayilerini aradım. Daha sonra doğru bir sayfa bulup telefonla aradım Çankaya'ya fiber hizmeti döşeyen altyüklenici şirketi ve bizim sitede fiber olmadığını öğrendim.

Daha sonra Superonline ADSL için başvurdum ve 1-2 saatte müşteri numarası vs. atandı, ADSL'in 3 iş günü içinde aktif olacağını öğrendim.

Gün 26:
ADSL aktif olacak diye Superonline müşteri hizmetleri sayfasını F5'leyip durdum.


Gün 27:
TTNet'e 10 gün önce yaptığım başvurunun sözleşmesini posta kutumda buldum sonunda. Sözleşme cuma günü (24. günde) kargoya verilmişti. İmzalayıp geri gönderme işini de benim yapmam gerekiyordu, başvuru esnasında bu işin daha hızlı olacağı ima edilse de.

Yırtıp attım sözleşmeyi.


Gün 28-29:
ADSL aktif olacak diye Superonline müşteri hizmetleri sayfasını F5'leyip durdum.

Gün 30: 
5 gün geçmişti pazar dahil, bir problem olduğu kesindi. Şansıma küfrederek Superonline çağrı merkezini aradım. Görevli Türk Telekom tarafında aktivasyonun yapılmasını beklediklerini söyledi ve bir ticket açtı aktivasyonun gecikmesiyle ilgili.

Gün 31: 
Superonline müşteri hizmetleri sayfasında abone olduğum ADSL hizmeti görünmemeye başladı. "Aha sıçtık" dedim içimden.

Akşama doğru Superonline'dan arandım. Telefon numaram üzerinde bir ADSL hizmeti göründüğünü o yüzden aktivasyon yapılamadığını söylediler. Türk Telekom ile benim görüşmem ve çözmem gerekiyordu bu durumu.

Türk Telekom'u arayınca web üzerinden yaptığım başvurunun hala aktif olduğunu, o yüzden başka bir operatöre aktivasyon izni veremeyeceklerini söylediler. "Peki vazgeçtim ben iptal edin o zaman" dediğimde ise "Bunu biz yapamıyoruz, Dikmen Telekom Müdürlüğü yapabilir" cevabını aldım. Sinirim attı bu sefer "Nasıl siz yapamıyorsunuz, ben imza mı atmışım bir yere, girip biri benim adıma başvuruda bulunsa bu şekilde başka bir operatörden hizmet almamı engelleyip beni mi uğraştıracaksınız yani" dedim. Tabi bu sadece retorik bir soruydu.

İşin kötüsü cuma günü saat 5:30'u geçiyordu. Bu iş pazartesiye kalmıştı.

Gün 32-33: 
İnternet işinden tamamen vaz mı geçsem diye düşünerek iki gün geçirdim.

Gün 34: 
Dikmen telekom müdürlüğüne gittim web üzerinden yaptığım bir başvuruyu iptal ettirmek için. Dikmen telekom müdürlüğü denilen yer de müdürlük binasıydı, müşterilere hizmet vermiyordu. Ayrılırken telefonu kapatmak için gittiğim Öveçler'deki hizmet binasında bu işlerin yapılacağını öğrenip oraya gittim.

Öveçler Türk Telekom hizmet ofisinde girip de durumu anlatıp başvuruyu iptal ettirmek istediğimde aldığım cevap "Ya o işi bir tek filanca hanım yapabiliyor, o da ne zaman gelir ne zaman gider belli olmaz" oldu. Nasıl oldu da bayılmadım bilmiyorum. Görevli başka bir bayana sordu, o da aynı cevabı verdi. Sonunda bana "İçerde amirimiz var onunla görüşün" diye bir yere yönlendirdiler.

Ünvanını bilmediğim bir görevliye durumu anlattım. Bilgisayar başından başvuruma ulaşıp iptal etmeye çalıştı. Yapamadı. Bunun üzerine telefonla birini aradı (IT'ci olduğunu tahmin ettiğim) ona sordu. Herhalde kendi yapamayacağını öğrendiğinden telefonla konuştuğu kişinin sicil numarasını aldı ve öyle girdi sisteme tekrar. Bayağı bir uğraştan sonra başvuruyu iptal edebildi.

Bu işin böyle hallolması beni dehşet içinde bıraksa da Türk Telekom'da bir işin hallolması bile bir şeydir diyip çıktım ordan.

Hemen Superonline'ı arayıp Türk Telekom tarafında problemi çözdüğümü, tekrar aktivasyonu denemelerini söyledim.

Gün 35-36-37:
Yine ADSL aktif olacak diye Superonline müşteri hizmetleri sayfasını F5'leyip durdum.

Gün 38: 
Superonline çağrı merkezini aradım tekrar. Aktivasyon ne oldu diye sordum. Net olmayan tuhaf bir şekilde görevli önce beni bekletti. Sonra port bilgilerime ulaşmaya çalıştığını söyledi. Sonra tekrar beklemeye aldı sistem birimiyle görüşeceğini söyledi. En son olarak portunuz boş görünüyor aktivasyonunuz yapılacak dedi. Benim bir şey yapmam gerekiyor mu diye sordum, yok dedi. Biraz fırçaladım "bakın bir problem olursa yine beni haberdar etmek için 4 gün beklemeyin lütfen bu iş yeterince uzadı" dedim. "Tabi"  dedi.

Gün 39-40-41:
F5 yapmaktan iyice sıkılmıştım artık.

Gün 42:
F5'lerim sonuç verdi. Superonline Müşteri sayfasında "Aktif" yazısını gördüm. Yarım saat sonra da arayıp internet'in aktive edildiğini haber verdiler.

Gece eve gidince bir miktar cebelleştim şifre alıp da modem ayarlarına girmek için ama bir şekilde çözdüm ve 42 gün sonra evde internet bağlantısına sahip oldum.

Sorular:
Kim cevap verir bunlara bilemiyorum ama bu süreç içinde aklıma gelen sorular:
  • Bu çağda internet bağlatmak nasıl 40 gün sürer? (arada başka operatörden hizmet almaya karar vermesem bile sonuç büyük ihtimalle aynı olacaktı)
  • Bir telekom şirketi müşterisine böyle davranıp nasıl lider telekom firması olduğunu iddia edebilir?
  • Bir iş sürecinin her hangi bir yerindeki problemi çözecek personel yok mudur lider telekom firmalarında?
  • Bir sürecin ilerlemesi esnasında niçin kimse sonraki adımdan haberdar olmaz? Türk Telekom'da konuştuğum herkes sürecin bir sonraki adımı için "Onu biz bilmiyoruz, filanca ile konuşmanız lazım" cevabını verdiler.
  • Çağrı merkezinin tek işlevi modem ışıklarını kontrol ettirtmek ve şifre yenilemek midir?
  • Web üzerinden başvuru yapmanın mantığı işi şubeye gitmeden hızlıca halletmek değil midir? Eğer ben şubeye gidip de yapacağım işi yaklaşık 100 katı zamanda web'den yapıyorsam ve bu konuda uyarılmıyorsam ne anladım öyle işten ben?