yaz sıcaklığı sonrasıydı
denizin uğramadığı yerlerde
hükümrandı soğuk
ve değişmişti her anla her şey
bir kaldırımdan sokak bambaşka görünüyordu
sanki yolun başıydı
yokuş aşağı bisikletle inilen
o çıkmaz sokak
insanın kendini bırakası geliyordu bazen
uçurtmaları seyretmeye ve inanmaya
akşamdı normalde
ama anason kokusu yine sabah etmişti
mucizeleri olur kıldığı gibi bazen
telefonlarsa yine meşguldu
durdum kaldırım kenarında o akşam
durdum öyle bir
yaza ve kışa uzun uzun bakarak
korkunçtu beklemek
ve saatinize uzun uzun bakmak
dakikalar başka bir evrende geçerken
gece ürpertti defalarca
( bir aralık gecesi gibiydi yine, karanfilden bir gece.
ne kadar karanfil akmıştı o gece hatırlayamadı.
ne kadar zayiat vardı, ne kadar ölü, ne kadar
yaralı. çünkü susulmuştu o gece. bir tek tanık
vardı, o da bir çöl kasabasında inzivaya
çekilmişti tek başına, sorsanız sadece o gün
okşandığını hatırlardı. karanfilden bir kış
gecesiydi. yine zaman başka yerde akarken yine
böyle bir sokakta sönük bir lambanın altında
beklemek. )
sevişme öncesi beklemek gibi
sarılma ile ilk öpücük arasındaki
tanımlanamayan anlar gibi
sabah oldu tekrar bir önceki günden kalan
pencereler ve kapılar gözlerini bu yana çevirdiler
gerisin geriye ağlamaya başladı sokak
bir oğlan ve bir kız sokağın başından girdiler
nasıl aşık olursunuz isimli rüyayı görürken
ve ne yöne gideceklerini bilemezken
istemsizce oğlanın sırtına dokundu kız
belli ki seviyordu
seviştikten sonra öylece yatıp okşamayı
okşanmayı
ama bu sokakta konuşulmazdı bunlar
sokağın sonunun kör karanlığa battığı gibi
kaldırımda durup da sokağa bakmak bir sabah
dalgın gözlerle
yürüyüp gitme arifesinde
üşüme ve ürpertiler anlık, her anlık
beklemeyi ısıtan bir bilgi :
sen sokağın sonundaydın
unuttuğun herşey sokağın sonundaydı
zaman sokağın sonunda akıyordu
sokağın sonundan sokağın sonuna bakılıyordu
26 Kasım 2002
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder