2 Haziran 2011

Kuzey Aşk - Güney Aşk

Ne uzaktır
hayatın içinde her gün adını duyduğun bir diyar
ve bu diyardaki insanların kalpleri.
Sen uzaklığın her şeyi daha gerçek yaptığı
ve her an her şeyin olduğu bir çağsın.
Sen, sen olamamışsın,
bu çağ da olamamışsın.

Sevmişsin mesela.
Duvarlar titremiş kimi zaman yokluğunda.
Bazen eve gelip ağlamışsın, onu bir an gördün diye.
Yine de ne uzak aslında kuzeydeki gözyaşları,
güneydeki vakur duruşa kıyasla.

Kolaylarla geçmiş hayatın ya,
elini kaldırdığında bir kırmızılığın içine dalmış.
Şimdi ne bu böyle diye haykırmışsın bir gece önce.
Ama suskunluğun ebedi sanki,
alışık olmadığın bir mutlulukla birlikte çok.

Aşk her zaman böler bir şeyleri.
Seni, onu, zamanları, gündüz olman gereken yerleri,
bir daha görmeyi beklediğin insanları, umutlarını,
bedeninin tanımayı beklediklerini.
Aşk böldüğü sürece sen de terkedersin yarısını hayatın
öbür yarısında bulmak için bütünün diğer yarını.

Sonunda ne olacak bizim hikayemizde biliyor musun.
İnce bir gece gelecek ve kaçacak yerimiz olmayacak.
Şiire bu kadar hevesli olmayacağım ben, sen de gülmeye.
Bir anda herşeyden daha doğal gelecek sarılmak.
Bölünenlerden çok bir olanlara bakacağız işte.
Hikayeler yaşanara çoğalacak.

Aşk bölük ama o zamana kadar.
Kuzey ve güney gibi;
sebepsiz ve zamanın başından beri gelmiş geçmiş gibi.
Aptal bir gülümseme, yaşamadığımız bir mutluluk yüzlerde.
Sen benim ne düşündüğümü merak edersin,
ben senin gülerken ne dediğini.

Kuzey aşk'dan güney aşka bir ulak giderken...

Hiç yorum yok: