4 Ocak 2010

Sanatçı Duruşu


Bono'nun bir açıklaması çıktı bugün aynen aktarıyorum Bono'nun lafları ile birlikte AfterDawn.com'da çıkan haberi:

Rock star Bono, of the group U2 made some interesting quotes today, in regards to illegal file sharing and the music and movie industries.

"The only thing protecting the movie and TV industries from the fate that has befallen music and indeed the newspaper business is the size of the files," says Bono, adding that in just a few years, bandwidth will be so abundant, and connections so fast that entire movies can be downloaded in under a minute, regardless of size.

"A decade's worth of music file-sharing and swiping has made clear that the people it hurts are the creators -- in this case, the young, fledgling songwriters who can't live off ticket and T-shirt sales like the least sympathetic among us," he added.

Bono does believe that Internet content can be tracked, and cited the US' effort to stop child pornography as well as China's to suppress online gaming and pornography.

"Perhaps movie moguls will succeed where musicians and their moguls have failed so far, and rally America to defend the most creative economy in the world, where music, film, TV and video games help to account for nearly four percent of gross domestic product,"
Bono concluded.

Bono'nun Kuzey İrlanda meseleleri ile uğraştığı günler çok daha güzeldi itiraf etmek lazım. Dünyayı kurtarmaya soyundu sonra, şimdi de gariban müzisyenlerin haklarını savunuyor. Alkış!

Büyük usta Bono, riyakarlığı da vergiden düşebiliyor musun acaba?

Bono'nun söylediklerinin hepsi teknik olarak doğru. Evet müzik piyasasında korkunç bir file-sharing piyasası var. Film, TV ve video oyunları piyasasında boyutlar yüzünden daha az bir hacim var.

Peki bunu çıkıp söylemek Bono bey'in ne kadar hakkıdır?

Bono bey ve dünya eğlence piyasasını yönetenler, altı büyük film dağıtıcısı, dört büyük müzik dağıtıcısı ve video oyunları sektöründe yavaş yavaş oluşmaya başlayan kümelenme sonrasında yakında ortaya çıkması beklenen beş-altı büyük dağıtıcıdan oluşn kartel sektör ve dünya gerçekleri konusunda herşeye napster diye bir şey çıktığından beri kulak tıkıyorlar ve anca arada bu tip çıkışlar yapmayı biliyorlar.

10 sene öncesine kadar bu beyefendilerin işleri işti. Orta karar bir müzik albümü 15$'a, Türkiye şartlarında bugün parasıyla 30-40 TL'ye satılıyordu. Bono bey kendini acındırsa da herkes 60, 70 ve 80'lerde müzisyenlerin nasıl yaşadığını biliyor. Müzik piyasası zenginlik, lüks, bohem hayat tarzı üzerine kuruluydu. Bu değirmenin suyu da çok çalışmaktan gelmiyordu tabi ki. O zamanın müzisyenlerine ne kadar saygımız sonsuz olsa da uyuşturucu bağımlısı moronlar olduklarını görmek için "The Osbornes" seyretmek yeterli.

Resmiyete dökelim isterseniz:


Uzun ve resmi dille yazılmış bir yazı ama tek cümlesi vurucu:

The FTC estimates that U.S. consumers may have paid as much as $480 million more than they should have for CDs and other music because of these policies over the last three years.

Film endüstrisinde de işler farklı değil, video oyunları endüstrisi de geriden gelse de yakında işler benzer hale gelecek gibi görünüyor.

Ha ne değişti. Dünya küreselleşti. Bu kazançların hepsi büyük eğlence kartellerinin dünyanın üzerindeki dağıtım ağın ellerine tutmalarının bir sonucuydu. EMI kaset çıkartmazsa nereden dinleyecektik İngiliz alternatif akımını. EMI'da fiyatı istediği gibi belirliyordu bunu bildiğinden.

Napster kurbandır bu değişimde. Karteller kafası çok da çalışmayan bir iki müzisyeni de yanlarına alıp bu yılanın başını ezersek kazançlarımızı koruruz diye ellerinden geleni yaptılar. Gavurun dediği gibi, "They had a valid case". Ama dünya değişirken Napster kapanmış açılmış kimin umrunda.

Napster'dan sonraki 10 yıla bakın. Değişim giderek yayılıyor artık. Giderek müzisyenler albümlerini daha özgür şartlarda yayınlamaya başladılar. Hala kartellerin kontrolünde olsa da dijital müzik yayın platformları her şeyi kolaylaştırıyor. Bir albüme 30-40 lira vermeyi gerekli kılacak tek sebep Türkiye gibi hem medeniyetten nasibini almamış hem de büyük kartellerin küçük takipçilerinin değişimi geciktirerek kazanç sağlamaya çalıştıkları ülkelerde yaşamak.

Böyleyken Bono bey çıkıp aynı şarkıyı söylemeye devam ediyor. Bono bey, siz sırf o çok sevdiğinizi söylediğiniz İrlanda'ya vergi ödememek için tüm kayıt, yayın vs. süreçlerinizi Hollanda'ya taşıdınız. Sonra da bunu "Herkes böyle yapıyor" diye savundunuz sadece. Çıkıp da şimdi kimi hangi konuda nasıl eleştiriyorsunuz.

Dünya değişiyor. Daha da değişecek. Müzik piyasasındaki bu düşüş dibe vurana kadar devam edecek, neyi ne kadar engellemeye çalışırsanız, ne yaparsanız yapın. Ve doğru bir tahmin yapmış Bono bey, film, TV ve video oyunları sektörleri de bundan daha fazla etkilenecek gelecekte. Bant genişlikleri artıyor. Ve nasıl müzikte dosya boyutları büyümeyi bıraktıysa bir yerde filmlerde de dosya boyutları büyümeyi bırakacak.

Eğer karteller ve onun şakşakçısı sanatçılar sadece "Ühü, nerde o eski günler, ne güzel kazanıyorduk" diye düşünmeye devam ederlerse Bono bey gibiler daha çok çıkıp medyaya ağlayacaklar bu değişimler olurken.

Ama oturup da biraz kafalarını çalıştırırlarsa dünyadaki hiç bir değişimin öyle kanunlarla, caydırıcılıkla vs. durdurulamadığını görecekler.

Durdukları yeri iyi belirlesinler lütfen. Bono tek örnek değil burada. Özellikle film endüstrisinde milyon dolarlık filmde sadece çay kahve yapan adam da çalışıyor. Ama bir filmin getirisi 200 milyondan 150 milyona düştüyse ve koca stüdyo bu parayı bu tip adamlardan çıkartmaya çalışıyorsa orada filesharing yapan adamı da suçlamasınlar gidip.

Kartelcilik, sömürü geçen yüzyılda, hatta bir öncekinde kaldı Bono bey. Sen ve sözcülüğünü yaptığın karteller önce bir kendinize çeki düzen verin, biraz hayatın gerçeklerine uydurun kendinizi, kar maksimizasyonunu bırakın. Halk da saygı duyar size o zaman, insan gibi gidip değeri neyse onu verir emeğinize.

1 yorum:

cmdrDoner dedi ki...

Ek: Hollywood gelirinin ne kadar düştüğünü genelde Hollywood insanı hesaplamasından öğreniyoruz.

bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/Hollywood_Accounting

Ne kadar kazandıklarını asla bilemeyiz. Sir Bono'nun 'humanitarian aid'inin de ne kadarının içinden ne kadarının vergiden geldiğini de bilemeyiz.